Haruki Murakami – Blind Willow, Sleeping Woman

Haruki Murakami – Blind Willow, Sleeping Woman

Haruki Murakami – Blind Willow, Sleeping Woman


Uyanmakla uyumak arasında, gerçekliğin kıyısında 24 hikâye.


Haruki Murakami – Blind Willow, Sleeping Woman


Haruki Murakami’nin evrenine aşinaysanız, bu kitabın da bir sabah radyosundan yükselen caz melodileri, anlamını kaybetmiş saatler ve geçmişten gelen hayaletlerle dolu olduğunu tahmin edersiniz. Blind Willow, Sleeping Woman, yazarın 1980’lerden 2000’lerin başına kadar farklı zamanlarda yazdığı öyküleri bir araya getiriyor. Kimi daha kişisel, kimi daha soyut, ama hepsi o tanıdık Murakami sessizliğiyle örülmüş.


Kitabın adını taşıyan öyküde olduğu gibi, zaman zaman rüya gibi akan olaylar, bir otobüs camından dışarı bakarken hatırlanan çocukluklar, kayıplar ve rastlantılar beliriyor. Yazar, okura hiçbir şeyin tam olarak açıklanmadığı ama her şeyin bir his bıraktığı anlatılar sunuyor.


Bu koleksiyonun güçlü tarafı, Murakami’nin hem erken dönem anlatılarına hem de olgunluk dönemine ait hikâyeleri bir arada sunması. “The Mirror”, “Nausea 1979”, “The Ice Man” gibi öyküler yalnızlığı ve bireyselliği sorgularken; “The Seventh Man” gibi hikâyelerde travma ve kabullenme temaları ön plana çıkıyor.


Ve evet, kediler de var. Kaybolan sevgililer, yeraltı geçitleri, televizyon karşısında uyuyakalan karakterler de… Ama asıl olan, bu öykülerdeki hissiyat: bir şeyin eksik olduğu ama neyin eksik olduğunu tam söyleyemediğimiz o ince, mavi melankoli.


I sometimes think that people’s hearts are like deep wells. Nobody knows what’s at the bottom. All you can do is imagine by what comes floating to the surface every once in a while. Its only confusing if you believe it has to make sense.


Blind Willow, Sleeping Woman, Murakami’nin romanlarından farklı olarak, kısa biçimde dahi ne kadar derin ve katmanlı anlatılar kurabildiğini gösteriyor. Okurdan sabır değil; sadece teslimiyet bekliyor. Okudukça değil, bıraktığınızda anlam kazanan öyküler bunlar. Okuma Rehberi: Blind Willow, Sleeping Woman

Bu kitap, baştan sona okunmak zorunda değil. Hatta belki de Murakami’nin öyküleriyle en iyi temas şekli, bir sabah kahvesiyle ya da uykudan hemen önce açılan rastgele bir sayfada saklı. Her hikâye kendi içinde tamamlanmış bir evren gibi. Yavaş okuyun. Cümleleri sindirin. Anlamaya değil, hissetmeye çalışın. Bir şey eksikmiş gibi hissettiğinizde, doğru yerdesiniz demektir.

Bir Yorum Yazın

Benzer Yazılar