Studio 54: Hedonizmin Altın Çağı
Studio 54, New York’un 70’ler sonundaki çılgın enerjisinin simgesiydi. Moda, müzik ve şöhret kültürünü şekillendiren efsanevi gece kulübünün hikayesi.
Studio 54: New York’un Işıltılı Çöküşü
Netflix’in Halston dizisi bize bir dönemi hatırlatıyor: Studio 54 yalnızca bir gece kulübü değildi. O, 1970’lerin sonunda New York’un sınırsız, çılgın ve aşırılıkla dolu ruhunun kristalize olmuş haliydi. Pırıltılı VIP konuklar, sabaha kadar süren partiler, uyuşturucu ve cinselliğin normalleştiği bir atmosfer… Sinemada anlatılan versiyon bile, gerçeğin yanında oldukça masum kalıyordu.
Işıkların Altındaki İsimler
Her gece kulübün localarında dönemin ikonları bir araya geliyordu: Halston, Andy Warhol, Liza Minnelli, Mick Jagger, Cher, Jack Nicholson ve Michael Jackson… Sahnenin üzerinde yarı çıplak dansçılar, bir gecede 100.000 doları bulan dekorlar, ve sabaha kadar süren gösteriler vardı. Kurucular Steve Rubell ve Ian Schrager, Studio 54’ü adeta Roma İmparatorluğu’nun çöküşünü andıran bir gösteri mekanına dönüştürmüştü.
Kapıdan Girmek Uğruna
Studio 54’e girebilmek başlı başına bir hikayeydi. Rivayetlere göre, havalandırma boşluğundan sürünerek içeri girmeye çalışan biri hayatını kaybetmişti. Bazıları yan binalardan halatlarla inmeye kalkışıyordu. Hatta sahte haritalar hazırlanıyor, “tünellerden giriş” rotaları satılıyordu. Kapı görevlisi Marc Benecke, kulübün en ikonik figürlerinden biriydi ve kapıdan içeri girebilmek için onun kriterlerini karşılamak ya da rüşveti katlamak gerekiyordu.
Elizabeth Taylor’ın Doğum Günü
1978’de Elizabeth Taylor için düzenlenen doğum günü partisi, Studio 54 tarihinin zirvelerinden biriydi. The Rockettes sahne aldı, Taylor’a dev bir portresinden yapılmış pasta sunuldu. Ortam, parfüm ve popper kokularıyla, yarı çıplak dansçılarla doluydu. Andy Warhol bile günlüğüne bu sahneyi “pagan Roma”ya benzeterek kaydetmişti.
Disco Sally: Pistteki Efsane
Kulübün en unutulmaz karakterlerinden biri de “Disco Sally” olarak bilinen 77 yaşındaki Sally Lippman’dı. Eşini kaybettikten sonra disko sahnesine adım atan Sally, genç sevgilisiyle her gece pistin yıldızı olurdu. Yüksek topuklu spor ayakkabıları ve tükenmeyen enerjisiyle sabaha kadar dans eder, gençleri bile geride bırakırdı.
Bayramlar ve Gösteriler
Studio 54’ün en iddialı geceleri tatil dönemleriydi. Halloween partilerinde kulüp, on binlerce dolarlık dekorlarla bir korku evine dönüştürülürdü. Şükran Günü’nde Valentino’nun sponsorluğunda garsonlar hacı kostümleriyle hindi servisi yaptı. Noel’de ise Schrager, ünlü konuklara küçük kurdelelerle süslenmiş kokain paketleri dağıttı. Her detay, dönemin sınırsızlığını daha da görünür kılıyordu.
Son Perde
1980’e gelindiğinde Rubell ve Schrager, vergi kaçakçılığı nedeniyle hapis cezasıyla yüzleşeceklerini biliyorlardı. Bu yüzden Studio 54’te görkemli bir veda gecesi düzenlendi. Diana Ross mikrofonu eline aldı, ardından Rubell “My Way”i söylerken DJ kabininden sarkıp neredeyse düşüyordu. Bu sahne, kulübün aşırılıkla dolu ruhunu özetler gibiydi.
FBI baskınlarında 600.000 dolar nakit, yüzlerce hap ve kokain bulunmuştu. Warhol ve Halston gibi müdavimler bile şaşkına döndü, fakat şaşkınlıklarının nedeni Rubell’in parayı daha cömert harcamamış olmasıydı.
Bir Devrin Yansıması
Studio 54, yalnızca bir gece kulübü değil, bir çağın en parlak ve en karanlık yanlarının birleştiği bir sahneydi. Moda tasarımcıları, sanatçılar, müzisyenler ve iş insanları aynı pistte ter döküyor, sabaha kadar gerçeklikten kopuk bir evrende yaşıyordu. Kısacık ömrüne rağmen, Studio 54 20. yüzyılın en çarpıcı kültürel deneyimlerinden biri olarak tarihe geçti. Bugün hala hakkında kitaplar, filmler ve belgeseller yapılmasının nedeni de bu. O ışık, hala kültürel belleğimizde yanıyor.
Fine Tune Gusto Notu: Studio 54’ün hikayesi, yalnızca bir eğlence tarihini değil; modern şöhret kültürünün, moda ve müziğin nasıl iç içe geçtiğini de anlatıyor.
Studio 54’ün müdavimlerinden biri olan David Bowie’nin kozmik yolculuğunu keşfetmek için David Bowie: Sanatın Kozmik Yolcusu yazımıza göz atabilirsiniz.
