top of page

Loft Caz: Cazın Gurmelerinden Reklamlar

Güncelleme tarihi: 18 Mar

Yazar: Mine GÜREVİN 

Bu yazı Loft Caz Gaztesi’nin Ekim 2022 sayısında yayınlanmıştır.


Cazın Gurmelerinden Reklamlar

LOFT caz içeriklerini, bağımsız duygular ve şahsi çıkarımlarımızın bir uzantısı olarak, biz yazarlar oluşturuyoruz. Arada bir LOFT caz gazetenin beyni, Eray Düzgünsoy, spesifik konu başlıkları önerebiliyor bizlere. Mesela, benim otomobil tutkumdan yola çıkarak, Danimarkamenşeili "Elektrojazz Band" grubunun “Cars” albümünü eski sayılardan biri için önermişti. Ben de, bir makale hazırlamıştım bahsi geçen albüm ile ilgili. Bu ay için ise, Eray dedi ki: "Mineciğim, bir dönem, bazı caz virtüözler, Japon viski, likör ve brendi reklamlarında oynamış. Bu konu başlığını değerlendirmek ister misin?" Bu tema oldukça cazip geldi. Kabul ettim. Sizlere bu sayıda, Birleşik Devletler Caz tarihinin gelmiş geçmiş en büyüklerinin yer aldığı ve oynadığı, içki kültürüne ait reklam markalarından ve filmlerinden bahsedeceğim.

 


Hikayeye geçmeden önce, şöyle bir soru sormak istiyorum. Birleşik Devletler reklam endüstrisinin, en çılgın reklamcıları, bir caz müzisyenini, hatta, caz tanrısı diye tabir edebileceğim, caz müziğin en büyük isimlerini, risk alıp, bir viski ya da Japon halk içkisi olan, shöchü reklam filminde oynatır mı? Ya da tam tersi bir önerme ile, bu müzisyenler, bu tarz reklamlarda rol almayı kabul eder mi? Bir A.B.D. interaktif halkla ilişkiler kuruluşu olan Keiza Silicon Valley'in içerik yöneticisi Joe Quinlan, “Birleşik Devletler’de reklam yapmak,bir yıldızın itibarını ucuzlatmak olarak görülüyor.” tabirini kullanıyor. Buyurun buradan yakın. “Ancak Japonya'da öyle değil" diye de devam ediyor sözlerine. 

 

1970 ve 1980'li yıllarda, Japonya farklı düşünüyordu. Belki de, global dünya dinamikleri içerisinde, günümüzde de, batıdan farklı düşünüyorlar. Yetmişli ve seksenli yıllarda, Japon televizyon reklamları, James Brown, Woody Allen, Nicolas Cage, Paul Newman ve Dennis Hopper gibi Amerikalı ünlüleri göstermeye başladı. 

 


Akira Kurosawa
Akira Kurosawa

Bir Japon viski firması olan "Suntory", 1979 yılında, İtalyan kökenli ünlü A.B.D li yönetmen, Francis Ford Coppola ve Japonya'nın göz bebeği, dev yönetmen, Akira Kurosawa'yı kendi reklamlarında yan yana oynattı.  Aradan neredeyse çeyrek asır geçtikten sonra, Coppola'nınkızı Sofia'ya, bu reklam filmi ilham verdi. Sayısız Oscar adaylığı olan, “Lost in Translation” filmini çeken Sophia Coppola, doğu ve batı arasında, süregelen ticari profili, bu film aracılığıyla dramatize etti. Neden "süregelen" kelimesi kullandım. Çünkü, hepimizin bildiği ticari bir rota olan,  "İpekyolu" gerçeği yüzyıllar öncesinden vardı.

 


Lost in Translation - Sofia Coppola
Lost in Translation - Sofia Coppola

İkinci Dünya Savaşı yenilgisinden sonra, Japonya çok hızlı bir biçimde yeniden inşâ olmaya ve evrilmeye başladı. Maalesef, yazarken utanıyorum, o meşum nükleer bombalamaların ardından dahi, Amerika Birleşik Devletlerini, Japonlar kucakladı. Amerika'nın Japonya tarafından kucakladığı, tüm aktivasyonlar arasında, caz müzik kültürü de vardı.  Yoğun ve coşkulu Japon hayran kitlesine sahip bir akım olan, Japon yapımı caz müzik tabiri ileisimlendirebileceğim, yeni bir tür yarattılar. Bu tıpkı, çok yol kateden ve kendi başına zorlu bir tür olan,  Japon yapımı viskinin, Batı'da ki muadilleri arasında, çok uzun süredir yer edinmesi gibi bir etkiydi. Ancak Japon viskisinin yapımcıları kendi ürünlerini televizyonda,  Japonlara satmaya çalıştıklarında, Amerikalı caz müzisyenlerini, pardon, tanrılarınıoynatarak, orijinallik katmak istediler. 

 

Bahsi geçen bu viski markası, yukarıda da ismini geçirdiğim, 1923 yılından günümüze, “Japon Viski Sanatı”nın öncülüğünü yapan "Suntory Whiskey" markası idi. Suntorygünümüzde de, viski severlerin gözbebeği olan, pek çok alt ürünü üretiyor. Neler mi bunlar? Örneğin, Yamazaki Viski, Suntory markası altında, Japonya'nın ilk ve en eski malt maltviskisidir. Yamazaki DItiller's Reserve'den 12, 18 ve 25 yaşına kadar bulabiliyoruz. Suntory'nin tesisini 1973 yılında kurduğu, Kaikomagatake Dağı eteklerinde  yer alan, isli ve single malt kategoride, Hakushu var mesela.  Bitkisel notalara sahip şahane bir bitişi var Hakushu'nun. Uyumlu, çiçek açan ve incelikli Hibiki Viski serisi, House of Suntory'den harmanlama sanatını, ince işçiliği ve elit duyguları yansıtıyor. Toki ise, Japonca'da "zaman" anlamına gelen bir viski adı. Bu, dünya çapında, özellikle de geleneğe ve yeniden icatlara saygının güçlü bir yaratıcı enerjiyi ateşlediği, Japonya'da, çok tutulan bir marka. Japonların gelenekçi yapılarını hangimiz kulak ardı edebiliriz ki? Bu değerli viskilerin tümü, Amerikan, İspanyol ve Japon Mizunara meşe ağacında yıllandırılmış, özenle harmanlanmış bileşenler içeriyor. Bu etkileşimden ilham alan Suntory Whiskey, tüm bu alt ürünleri ile, çığır açan, zamansız harmanlanmış Japon viskisi yaratmak için eski ve yeniyi bir araya getirmek adına, Birleşik Devletlerden caz tanrılarını, reklamlar aracılığıyla, bir araya getirdi. Kimler yoktu ki, Herbie Hancock, Ron Carter, Sammy Davis JR, Marselis kardeşler ve hatta Miles Davis'de Japon halk içkisi olan “VAN” marka shöchü reklamında oynadı.

 


Miles Davis - Van
Miles Davis - Van

Malt viskilerini oda sıcaklığında içmeye teşvik etmek için, ilk önce Herbie Hancock ile çalışmaya başlayan Suntory,  devamında kontrbasçı Ron Carter ve peşi sıra Branford ve EllisMarsalis ile de reklam filmi çekti.

 

Caz ve viski arasındaki kültürel ilişki, Japon likör markalarına kadar ulaştı. Miles Davis 1987 yılında, shöchü üreten, VAN markasının reklamında oynadı. Shōchū, "tipik olarak pirinçten damıtılıyor ise, kome-jochu, arpadan damıtılıyorsa, mugi-jochu, tatlı patatesten damıtılıyorsa imo-jochu adları ile anılan renksiz, kokusuz ve içimi zor bir içki olarak literatüre girdi. Alkol oranı çok yüksek değil shöchü’nün. Yaklaşık olarak yüzde yirmi beş bareminde üretiliyor. Bu karakteristik, ağırbaşlı içeceği, genç Japonları teşvik etmek amacıyla, o yıllarda yeni piyasaya sürülen VAN markası, Miles Davis'i trompetiyle birkaç nota çalması, ardından shōchū'sundanbir yudum alması ve bunu bir "mucize" olarak ilan edeceği bir senaryo repliğiyle, “VAN” markanın reklam filminde oynattı. 

 

Bu süre içinde, Miles Davis Honda scooter reklamında da oynadı. VAN shōchū, gerçekten çok zor bir içecekti. Marka ömrü uzun sürmedi. İsmini bulamadığım bir reklam endüstri uzmanı "marka büyük bir fiyaskoydu ve çok kısa bir ömre sahipti" yorumu yapmış. Muhtemelen shōchū tam anlamıyla Japon olduğu ve yabancı pek çok kişi için “shöchü” bir anlam ifade etmediği için, reklam kısa ömürlü oldu.Belki reklamın kendisi de Suntory'ninbirçok caz odaklı spotunun zevkli sadeliğinden yoksundu. Bunu bilemiyoruz, mesela bu hafta, crooner akımı temsilcisi, “Tony Bennett” vefat etti. Ve bu akımın öncülerinden bir başka isim de, Sammy Davis JR. Sammy acapella şarkı söyleyerek, öyle zevkli bir reklam filmi bırakıyor ki Japon halkına, insanlar, basit ve zevkli bu reklam senaryosuna hasta oluyor. Sammy bu arada, kendine bir içki doldurma sürecinde, yalnızca ağzını ve bardağındaki buz da dahil olmak üzere eldeki nesneleri kullanarak tam bir caz kombosunun rolünü öyle güzel oynuyor ki, satışlar o yıl tavan oluyor.

 

İşte böyle, çalıştığım bu makale başlığı, beni çok heyecanlandırdı. Tüm bu coşku ile ben de, Miles Davis, Ron Carter, Marselis Kardeşler, Sammy Davis JR ve dahi diğerlerini öperim.

 

Bir de, “Loft Caz” ımı öperim.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

bottom of page